Skolyoz Nedir?
Omurga ve Omurilik Anatomisi
Omurga ve omurilik anatomisi nasıldır?
Omurga, birbirleriyle yumuşak doku, eklemler ve omurlar arası yastıkçıklar (disk) ile bağlanan 33 adet omur (vertebra) denen kemiklerden oluşur.
Bu omurlar zinciri gövdemizin dik durmasını, her yöne olan hareketini (öne-arkaya eğilme, yanlara dönme) sağlayan bir destek yapı oluşturur. Ayrıca her omurun arka kısmında omuriliğin içinden geçtiği bir halka kemik yapı vardır ve böylelikle omuriliği korurlar.
Omurilik beyin ile kol, gövde ve bacaklar arasında irtibatı sağlayan ve beyinden bu bölgelere emir getiren ve götüren sinir dokusundan oluşur. Tıpkı bir elektrik kablosu gibi görev yaparlar. Beyinden gelen emirleri ileterek el ve kollarımızın, ayak ve bacaklarımızın çalışmasını sağlarlar. Duyu fonksiyonumuzu sağlar ve nefes alma fonksiyonuna yardımcı olurlar. İdrar, büyük abdest yapmamızı kontrol ederler.
Skolyoz Nedir?
Skolyoz omurganın yana eğriliği demektir. Ayrıca omurga kendi etrafında da dönmektedir. Normal omurga vücuda arkadan bakıldığında düz olmalıdır. Fakat, skolyozlu bir omurgaya arkadan bakıldığında, yana doğru bir eğrilik görülür.
Skolyoz tek bölgede eğrilik veya birkaç bölgede eğrilik şeklinde görülebilir. Vücuda yandan bakıldığında ise omurga düz değildir. Normal kavisleri mevcuttur. Boyun bölgemizde hafif bir çukurluk (lordoz), sırtımızda hafif kamburluk (kifoz) ve belimizde ise yine bir çukurluk vardır. Skolyoz ile sıklıkla yan plandaki bu normal kavislerde de değişiklikler görülebilir.
Skolyoz tüm yaşlarda görülebilir. Küçük yaşta başlayanlar skolyozlar olduğu gibi erişkinlerde de ergenlikten itibaren var olan veya yeni ortaya çıkan erişkin skolyozu görülebilir. Skolyoz, kemik yapısındaki bozukluklara ve çeşitli kas, sinir ve bağ dokusu hastalıklarına bağlı olabilir. Ancak en sık gördüğümüz skolyoz tipi nedenini tam olarak aydınlatamadığımız “idiyopatik” skolyozdur. Nedeni bilinmeyen skolyoz olarak da adlandırılır. İdiyopatik skolyozun ergenlik çağına giren çocukların %1 ile 3 ünde görülür. Bunların büyük çoğunluğu fark edilmeyecek kadar küçüktür. Ancak az bir kısmı fark edilecek derecelere ulaşabilir ve tedavi gerektirebilir.
Skolyoz kız çocuklarında erkeklere oranla 8-10 kat daha fazla görülür. Web sitemizde skolyoz ile ilgili bilgiler, tanı ve tedavi yaklaşımları ile ilgili ayrıntılar aksi belirtilmedikçe idiyopatik skolyoza yönelik olarak anlatılmaktadır.
Skolyozun Bulgu ve Belirtileri
Skolyozun bulgu ve belirtileri arkadan bakıldığında daha belirginleşir. En sık görülen bulgu ve belirtiler:
· Bir omuzun diğerinden yüksek olması. Omuz seviyelerinde asimetri. Genellikle sol omuzun sağa oranla aşağıda olması.
· Bir skapula (kürek kemiği) diğerine göre daha yüksekte ya da daha belirgin olması.
· Bel kıvrımlarının asimetrik olması. Bir tarafın diğer tarafa göre dolgun olması. Kollar yanlara sarkıtıldığında, bir tarafta kolla gövde arasında daha fazla boşluk olabilir.
· Sırtta bir tarafta çıkıntı, kamburluk olması (hörgüç görüntüsü). Öne eğildiğinde bu görüntü belirginleşebilir, sırtın bir tarafı diğerine göre daha yüksek görünebilir.
· Gövdenin yana doğru kayması.
· Bir kalça diğerine göre daha yüksek ya da daha belirgin görünebilir.
· Kafanın izdüşümü leğen kemiklerinin ortasına denk gelmeyebilir, orta hat kayması olarak adlandırılır.
Omurga Eğriliği Neden Olur?
Skolyoz omurganın yana doğru eğriliği anlamına gelir. Skolyoz aslında bir hastalık değil, tıpkı "ateş" gibi bir tıbbi bulgudur. Nasıl ki ateş çeşitli hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilecek bir bulgu ise, skolyoz da tek başına olabileceği gibi, çeşitli hastalıklara bağlı ortaya çıkabilir.
Skolyoz, altta yatan farklı hastalıklar nedeniyle meydana gelebilir, bunlara daha geniş olarak skolyozun tipleri başlığında değinilecektir. Skolyozun en sık şekli idiyopatik, yani "sebebi bilinmeyen" skolyozdur.
İdiopatik Skolyoz Tipleri
İdiyopatik skolyozun alt sınıfları:
İdiyopatik skolyoz, gelişmeye başladığı yaşa göre tanımlanır. Her yaş grubunun tedaviyle ilgili kendine has gereksinimleri ve zorlukları vardır.
· Küçük yaşta başlayan skolyoz: İnfantil başlangıçlı idiyopatik skolyoz: 0-3 yaş
· Çocuklukta başlayan skolyoz:Jüvenil başlangıçlı idiyopatik skolyoz: 4-9 yaş
· Ergenlikte başlayan skolyoz: Adölesan başlangıçlı idiyopatik skolyoz: 10-18 yaş
· İkinci sıklıkta görülen skolyoz tipi, kas ve sinir hastalıklarına (örn: çocuk felci, serebral palsi, Duchenne hastalığı) bağlı olarak ortaya çıkan "nöromusküler" skolyozdur.
· Üçüncü sıklıkta omurgada oluşan doğumsal omurga yapı bozukluklarına bağlı ortaya çıkan doğuştan (konjenital) skolyozu görürüz.
Skolyozun diğer bazı nedenler ise şunlardır;
· Bağ dokusu hastalıkları
· Omurga kırıkları
· Omurga enfeksiyonları
· Omurga tümörleri
· Metabolik hastalıklar
· Romatizmal hastalıklar
Skolyoz oluşumunda genetik faktörlerin etkili olabileceği düşünülmektedir. Ancak tam bir genetik geçiş şekli tanımlanamamıştır. Ayrıca genetik yatkınlık olsa dahi, skolyozun gelişiminde sadece genetik faktörlerin etkili olmadığı, çevresel faktörlerin de skolyoz gelişiminde etkin olabileceği düşünülmektedir. Bunun da en çarpıcı örneği tek yumurta ikizlerinde (genetik yapı olarak birebir aynı olduğu düşünülür) skolyozun her iki kardeş de birden görülme sıklığının %70 olmasıdır. Anne veya baba da skolyoz olduğu zaman birinci derece akrabalarda %11, ikinci derece akrabalarda ise %2.4 oranında skolyoz görülme ihtimali olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla skolyozu olan anne babaların çocuklarını özellikle erken ergenlik döneminde iyi izlemeleri gerekir.
Kötü duruş alışkanlığının, ağır çanta taşımanın ya da çantayı tek omuzda taşımanın skolyoz oluşturduğuna dair hiçbir kanıt yoktur.
Ayrıca bazı spor dallarının (örn: jimnastik) skolyoz gelişme riskini arttırdığına dair bazı bilgiler çıkmış olmasına rağmen bunun aksini iddia eden bilimsel yayınlar daha fazladır. Yani, herhangi bir spor dalının skolyoza neden olduğunu gösterir kuvvetli kanıta dayalı bir bilgi yoktur.
Skolyoz Nasıl Anlaşılır?
Skolyozu olan bir birey vücudunda olan bazı fiziksel değişiklikler ile tanınır.
Hastaların çoğu ortopedi doktoruna gelmeden önce farklı nedenlerle çekilen Akciğer grafilerinde ya da özellikle banyo sırasında sırtta ve vücutta şekil bozukluğu ve asimetri farkedilmesi sebebiyle başvururlar. Fakat bir skolyoz hastası yalnızca fiziksel olarak değerlendirilmez.
Skolyozda, klinik incelemenin yanı sıra, radyografik tetkikler ve yaşam kalite anketleri ile incelemeler yapılır. Gerekli durumlarda kalp ve akciğerlerin incelenmesi de değerlendirmeye eklenir.
Skolyoz Derecesi
Skolyozda, klinik muayene, radyografik tetkikler ve yaşam kalite anketleri ile incelemeler yapılır.
Skolyoz Açı Derecesi Ölçümü
Ayakta çekilen ön-arka ve yan filmlerde skolyoz derecesi ölçülür. Skolyoz açısı olarak da bilinir.
Skolyoz açısı basılı filmler üzerinden el ile ve bilgisayarlı sistemler ile Cobb metodu ölçülür. Bu nedenle Cobb açısı olarak da adlandırılır.
Skolyoz açı ölçümü yapılırken röntgendeki kemiklerin izdüşümleri kullanılır. Bu nedenle ölçümleri yapan kişiler arasında ve aynı kişi iki ayrı zamanda ölçtüğü zaman dahi değişiklikler gösterebilir. Bu ölçüm farklılığı, el ile ölçümlerde en fazla 5 derece, bilgisayarlı ölçümlerde ise en fazla 3 derecedir.
Birden fazla eğriliğin varlığından tek bir skolyoz derecesinden değil skolyoz derecelerinden bahsetmek gerekir.
Skolyoz ve Yaşam Kalitesi
Standart Yaşam Kalite Anketleri
Eğriliğin vücutta yarattığı değişikliklerin incelenmesinin yanı sıra bu değişikliklerin bireyi nasıl etkilediğin de incelenmesidir.
Hastanın yaşam kalitesi özel hazırlanmış anketlerle değerlendirilir. Bu anketler uluslararası standartlarda hazırlanmakta, bilimsel yayın olarak yayınlanmaktadır. Sorular yalnızca bir dilden diğerine çeviri olarak yapılmaz, aynı zamanda kültürel adaptasyonu da yapılır. Bu anketlerde belirli sorular ile hastaların ağrı ve aktivite durumları, kendi vücutlarını nasıl algıladıkları ve deformitenin ruh sağlıklarına etkisi değerlendirilir.
Böylelikle skolyozun sadece “açısı” ya da “derecesi” değil, birey için skolyoz ile yaşamın nasıl olduğu da değerlendirilir.
Skolyozda Denge ve Denge Bozukluğunun Önemi Nedir?
Dengeli skolyoz ile denge kaybına neden olan skolyozda tedavi kararları değişiklik gösterebilir. Eğriliği 40-50 derecenin altında olmakla birlikte ciddi anlamda bir denge bozukluğuna neden oluyorsa, eğrilik eşik değeri geçmemesine rağmen dengenin düzeltilmesi için ameliyat gerekli olabilir. Denge önemlidir, çünkü vücut hareket halinde iken en dengeli pozisyonu alarak en az enerjiyi harcamak ve enerjisini kontrollü kullanmak ister. Örneğin; dengesi iyi olmayan bir kişinin 100 metre yürümek için harcayacağı enerji, dengesi iyi olan bir kişiye nazaran çok daha fazladır. Dengeli bir kişiye oranla günlük yaşam aktivitelerinde daha hızlı ve daha çok yorulur.
Skolyoz Filmi
Skolyoz filmi nasıl çekilir?
Skolyoz 3 boyutlu bir deformitedir. Tek bir yönden çekilen tek bir film ile tam olarak anlaşılamaz. En az 2 plandan çekilen grafilere ihtiyaç vardır. Standart olarak ön-arka ve yan filmler çekilir.
Skolyoz filminde boyundaki en üst omurlardan, kalça kemiklere kadar tüm kemik yapılar tek büyük bir filmde görülmelidir. Parça parça çekilen filmlerde analiz zorlaşabilir veya imkânsız hale gelebilir.
Skolyoz filmi çekilmesinde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise skolyoz filmlerinin ayakta çekilmesidir. Ayakta durulduğunda yer çekimi etkisi ile eğrilikler gerçek durumlarını daha iyi yansıtacaktır.
Omurga eğriliğinin değerlendirilmesinde standart grafilerden %90 kadar az radyasyon ışını kullanarak tüm vücut ön-arka röntgen incelemesine izin veren EOS incelemesidir.
EOS avantajları nelerdir?
EOS, bilimsel olarak bi-planar slot tarayıcı olarak bilinen cihazın ismidir.
Cihazın daha az radyasyon (klasik röntgen cihazlarının yaydığı radyasyon miktarından %90 daha az) verilmesini sağlayan mekanizması Nobel fizik ödülü almıştır.
EOS yöntemi ile klasik röntgen cihazlarının yaydığı radyasyon miktarından %90 daha az bir radyasyon maruziyetiyle skolyoz filmi çekilebilmektedir.
EOS’un en önemli avantajlarından birisi de tek filmde baştan ayaklara kadar tüm vücut görüntüsünün alınabilmesidir. Çocuk skolyozunda bazen bacaklar arasındaki uzunluk farklılığının skolyozu başlatıcı rolü olduğu bilinmektedir. Bu durumda verilecek bir ayak altı yüksekliği skolyozu çözebilir veya ilerlemesini engelleyebilir. EOS ile bacak kısalığının ölçümü de mümkün olduğu için bu neden kolaylıkla ortaya konabilir.
Erişkin skolyoz ve deformitelerinde ise diz ve kalça ekleminin önemli rolü olduğu ve omurganın devamı gibi nitelendirilmeleri gerektiği bilinmektedir. EOS grafisi bize omurga ile birlkte bu eklemleri ve eklemlerin omurga ve denge ile bağlantılarını net olarak gösterebilmektedir.
Özetle, EOS daha az radyasyon maruziyetiyle, skolyozun üç boyutlu daha iyi analizini ortaya koyan ve tedavi seçiminde ve planlamasında daha doğru karalar verebilmemizi sağlayan bir sistemdir.
Bu sistem dünyada saylı merkezde bulunmaktadır.
Skolyoz Tipleri
Skolyoz altta yatan asıl hastalığa bağlı olarak farklı şekillerde ve omurganın farklı bölgelerinde olabilir. Aynı hastalığa bağlı skolyozda dahi eğrilikler kişiden kişiye değişir. İlginç bir şekilde herkesin skolyozunun kendine has bir şekli ve tedaviye cevabı vardır. Bu nedenle de bazı hastalarda doğal seyirde ve tedavide beklenmedik sonuçlar elde edilebilir. Bu kadar değişken bir karakteristiğe sahip olmakla birlikte skolyoza neden olan bazı hastalıklar görülme sıklığına bağlı olarak aşağıda listelenmiştir;
· İdiyopatik skolyoz: En sık görülen skolyoz tipidir. Sebebi bugüne kadar aydınlatılamadığı için "idiyopatik" yani sebebi bilinmeyen adını almıştır.
· Nöromusküler skolyoz: Bu tip skolyozlar ikinci sıklıkta görülür. Altta yatan bir sinir-kas hastalığı mevcuttur. Sinir hastalıkları beyin veya omurilikten kaynaklanabilir (çocuk felci, serebral palsi, meningomyelosel, travmaya bağlı omurilik yaralanması ve felç olan çocuk hastalar vb). Kas hastalıkları çocukluktan itibaren veya daha geç dönemde ortaya çıkabilen hastalıklardır (Duchenne hastalığı gibi)
· Konjenital skolyoz: Çocuğun anne rahminde gelişimi sırasında ortaya çıkan omurga anomalilerine bağlı skolyozdur. Doğuştan başladığı için genellikle ilerleyici seyrederler.
· Sendromik hastalıklar: Birçok genetik sendromik hastalık sonrası da skolyoz oluşabilir. Sendromik hastalığı olan bireylerin skolyoz açısından sıkı takip altında olması gerekir.
· Nörofibromatozis: Kemik ve yumuşak dokuları tutan bir hastalıktır. Skolyoz sıklıkla eşlik eder.
· Romatizmal hastalıklar:Osteogenezis imperfakta, Marfan sendromu, Ehlers Danlos gibi bağ dokusunu tutan hastalıklar
· Omurga kırıkları
· Omurga enfeksiyonları
· Metabolik hastalıklar: Morquio, Gaucher hastalığı
Görüldüğü gibi skolyoza neden olan burada saydığımız ve sayamadığımız birçok hastalık vardır. Skolyozun takip ve tedavisi de altta yatan hastalığa göre değişkenlik arz edebilir.
Erken Başlangıçlı Skolyoz Nedir?
Küçük yaşta başlayan skolyozlar genellikle ilerleyicidir, çünkü skolyozun ilerlemesini belirleyen en önemli faktör çocuğun büyüme potansiyelidir.
Erken başlangıçlı skolyoz literatürde genel olarak 5 yaş altında başlayan skolyozlara hitap etse de, 10 yaş altında başlayan skolyozlar büyük çocuk skolyozlarından farklı özellikler gösterdiği için bu gruba dahil edilir.
Çocuk ne kadar büyüyecekse skolyozun ilerleme riski o kadar fazladır.
Erken yaşta başlayan eğriliklerde, büyüme için çok zaman olduğundan bu eğriliklerin diğer tedavi yöntemi olan korse tedavisi ile kontrolü son derece zordur. Bu nedenle cerrahi tedavi uygulanma gerekliliği ergenlere oranla daha yüksektir.
Skolyoz Korsesi
Skolyoz ve kifoz tedavisinde korse kullanımı genel olarak:
· Henüz iskelet gelişimini tamamlamamış
· Orta derecede (20-40 derece) eğriliği olan
· ve eğrilik açısı artmakta olan çocuklar için uygundur.
Skolyoz korse tedavisi kimlere ve hangi durumlarda önerilmelidir?
Korse genel olarak büyüme potansiyeli olan çocuklarda uygulanır. Kırk derece üzeri eğriliklerde başarı oranı çok düşüktür ve özellikle ergenlik çağında 40 derece üzeri eğriliklerde kullanılması tavsiye edilmez.
Bazı özel durumlarda, örneğin ciddi büyüme potansiyeli olan daha küçük çocuklarda ameliyatı geciktirmek için 60 dereceye kadar olan eğriliklerde korse tedavisi uygulanabilir. Bu küçük çocuklarda ameliyatı mümkün olduğunca geciktirmek ve omurgayı kontrollü olarak mümkün olduğunca büyütmek önemlidir.
Hangi skolyoz korsesi en iyisidir?
Piyasada ‘skolyoz korsesi’ veya ‘düzeltici korse’ olarak bilinen birçok çeşit korse vardır. Bu korselerin hangisinin uygulanması gerektiği konusunda kafa karışıklığı olabilir. Doktorunuz korse seçiminde eğriliğin şekline ve yerleşme yerine göre karar verebilir. Ancak benzer eğriliklerde kullanılan değişik korseler, yapılma tekniklerine, ölçü alınırken kullanılan yöntemlere ve korse yapımında kullanılan malzemeye göre farklılıklar gösterebilir. Skolyoz korse fiyatları da değişkenlik gösterebilir. Burada önemli olan eğriliği en etkin şekilde düzeltebilecek bir korse kullanımıdır. Korsenin tipinin ne olduğunun önemi yoktur. Yine de, kullanımı kolay ve rahat olan, görsel olarak elbisenin altından belli olmayan bir korseyi çocuklar daha çok tercih edecek ve kabulleneceklerdir.
Korse reçete ile verilip korsecinin uyguladığı ve hazırladıktan sonra çocuğa takıp evine gönderdiği bir tedavi yöntemi olmamalıdır. Korse kullanımının etkili olabilmesi için en önemli kriter, aile-çocuk, korseci ve doktor üçgeninde tam bir takım çalışması ve işbirliği olmasıdır.
Bu işbirliği hem daha etkin bir korse yapılmasını, hem de çocuğun korseyi benimsemesini sağlayacaktır. Korse kararı ailenin desteği altında çocuğun katılımıyla verilmelidir. Doktor korsenin gerekliliğine ve uygunluğuna karar vermeli, aile ve çocuk korse fikrini benimsemeli ve korseci de sanatını ortaya koymalıdır. Korse hazırlandıktan sonra korseci ve aile doktora gitmeli ve skolyoz merkezinde korse doktor tarafından denetlenmeli, çekilecek grafiler ile korsenin bası noktalarının uygunluğu ve bası yastıkçıklarının kalınlığı denetlenmelidir. Korse içinde eğrilikde %50 lik bir düzelme sağlanması en ideal durumdur. Bu hedef için tüm ekip çalışmalıdır. Rahat bir korse ile mümkün olan maksimum düzelmenin sağlandığına kanaat getirildikten sonra korse kullanımına başlanmalıdır.
Çocuk açısından korse kullanmak zahmetli, zor, sabır ve emek gerektiren bir yöntemdir. Bu nedenle korsenin en etkili en rahat haline getirilip çocukdan kullanması beklenmelidir. Bundan sonrası artık aile desteği ile çocuğun dirayetidir. Başarılı bir korse tedavisinin mükafatı da büyüktür.
Skolyoz Korsesinin Başarı Beklentisi Nedir?
Korse, aktif omurga iskeletinin büyümesi esnasında eğriliğin artmasını engellemek için karşı destek olarak görev yapar. Ana hedef eğriliğin derecesini azaltmak değil, ilerlemesini yavaşlatmak, durdurmaktır.
Korseler genel olarak omurganın eğriliğini tamamen düzeltmez. Etkili bir korse için yapılan kontrollerde korse içinde belli miktarda düzelme olduğundan emin olunması gerekir. Korseden beklenen en iyi başarı eğriliğin tespit edildiği derecede kalıp daha fazla ilerlemesinin ve cerrahi sınıra erişmesinin engellenmesidir. Yapılan en güncel çalışmalar uygun şekilde hazırlanan ve kullanılan korsenin hastaların yarısında ameliyata gidişi önlediğini göstermiştir.
Yandaki tedavi başarı oranları tablosundan da anlaşılacağı üzere korse kullanmayan çocukların %52’sine ileride ameliyat gerekecektir. Korse kullananlarda ise ameliyat olma şansı %28’dir. Başka bir deyişle, korse kullanımı ameliyata gitme ihtimalini yarı yarıya azaltır.
Skolyozda eğriliğin yerleşim yerine ve derecesine göre tercih edilecek skolyoz korse çeşitleri değişkenlik gösterebilir. Skolyoz korseleri çok çeşitlidir. Genel isim olarak torako-lumbo-sakral ortez veya TLSO olarak bilinir. Milwaukee, Boston, Rigo-Weiss-Cheneau-Gensingen korseleri en sık tercih edilenleridir. Wilmington ve Lyon korseleri de sıklıkla kullanılır. Kifoz tedavisinde genellikle Milwaukee tipi korseler tercih edilir.,
Skolyoz Korse Tedavisinin Başarısı İçin Neler Gereklidir?
Temel prensipler, uygun hasta, uygun zaman, uygun korse, uygun kullanım ve düzenli takiptir.
Skolyozda erken tanı önemlidir. Hasta büyüme çağında olmalıdır. (Kız çocuklarında adet görmeden önce başlanması önemlidir.)
· Hafif-orta dereceli skolyoz (20 - 40 derece arası eğrilikler). Orta dereceli Scheuermann kifozu (60-75 derece arası). Skolyoz erken teşhisi, eğriliğin daha küçük derecelerde iken tanınmasını sağlar.
· Korse hastaya uygun olarak yapılmalıdır. Kullanmaya başlamadan önce uygunluğu kontrol edilmelidir.
· Ortopedik cerrah tarafından düzenli muayeneler ile kontrolleri sağlanmalıdır.
· Korsenin günde en az 20, ideal olarak ise 23 saat kullanılması gerekir.
Skolyoz egzersizleri, spor, dans eğitimi ve atletizmi içeren aktivitelere devam edilmesi için, doktorun bilgisi dahilinde olmak şartıyla, belli aktiviteler sırasında elektif olarak korseye ara verilebilir. Skolyoz olan bireylere yüzme egzersizleri de önerilebilir.
Skolyoz Korsesi Kaç Saat Takılmalıdır?
Günlük korse kullanım saatleri ile tedavi başarısını karşılaştıran yandaki grafikte de görülebileceği gibi günlük ortalama 6 saat ve altı korse kullananımında tedavi başarısı %41’de kalmıştır ve eğrilik ilerlemesi hiç korse kullanmayanlar ile benzerlik göstermiştir. Korseyi günde 13 saat ve üstü giyen insanlarda bu başarı oranı %90’a kadar çıkmıştır.
Etkinliği kanıtlanmış, uygulaması zor olan bir tedavi yöntemi olan skolyoz korsesi için uyumlu bir hasta ve destekleyici bir aile çok önemlidir.
Skolyoz için Fizik Tedavi Schroth Egzersizleri
Schroth egzersizleri skolyoza özel bir rehabilitasyon programıdır. Katharina Schroth tarafından 1920’lerde geliştirilmiştir.
Skolyoz egzersizi olarak 3 boyutlu bir yaklaşım içeren Schroth yöntemi, bozulmuş vücut dengesini tüm düzlemlerde yeniden düzenlemeyi amaçlar. Fonksiyonel segment olarak bilinen kavram ışığında kişiye özel olarak planlanır.
Egzersiz barları ve aynalar yararlanılan temel öğelerdir. Terapist tarafından verilen görsel, işitsel ve manuel uyaranlar düzelmeyi destekler. Germeler, kolların ve gövgenin uygun pozisyonlanması ve kasların kuvvetlenmesi için egzersizler uygulanır. Yer egzersizleri ve kum torbaları ile çeşitli vücut bölgelerine baskı uygulanarak eğriliklerin düzelmesi hedeflenir.
Skolyoz için özel bir fizik tedavi yöntemi olan Schroth tedavisi aynı zamanda solunum tekniklerine yönelik egzersizleri de içerir. Asimetrik duruşun düzeltilmesi ve düzeltilmiş duruşun günlük yaşamda devamının sağlanmasını hedefler. Skolyozun yönüne göre özel oturmalar öğretilir.
Schroth skolyoz egzersiz hareketleri bireysel olarak veya grup terapileri şeklinde yapılabilir. Program sırasında kazanılan düzelmenin korunması için ev egzersizleri ile desteklenir.
Schroth yöntemi skolyozu olan her yaş grubu hastalarda uygulanabilir. Erişkin çağda vücut algısının iyileşmesinde ve ağrıların azalmasında etkili olabilir.
Skolyoz egzersizleri resimli olarak da hastaya anlatılarak, anlaşılırlığı artırılabilir. Skolyoz egzersizleri için internette videolar bulunmakla birlikte, skolyoza spesifik egzersizlerin kişiye özel olarak planlandığı unutulmamalı ve egzersizleri yapmadan önce uzmanınıza danışmalısınız.
Skolyoz Ameliyatsız Tedavi Edilebilir mi?
Skolyoz nasıl tedavi edilir? Skolyozda ameliyatsız çözüm mümkün müdür?
Skolyozun ameliyatsız tedavisi çeşitli şekillerde yapılabilir. Düşük dereceli eğriliklerde gözlem önerilir. Gözlemden kastedilen hastanın belirli aralıklarla kontrole çağrılması ve yapılan muayene veya çekilen filmler ile eğriliğin ilerleyip ilerlemediğinin tespitidir. Orta derecelerde ise egzersiz, fizik tedavi ve korse uygulanır. Korse tedavisinden beklenen, eğriliğin düzelmesi değil ilerlemesinin yavaşlatması veya durdurması ve cerrahi tedaviye gereksinimin olabilecek derecelere ulaşmasını engellemesidir.
Ailelerin en sık merak ettiği soru ise ‘skolyoz nasıl düzelir?’ ya da ‘skolyoz nasıl geçer?’ olur. Skolyozun düzelmesini, geri dönüşünü sağlayabilecek etkinliği ispatlanmış tek yöntem ameliyattır. Ancak ameliyatın da getirebileceği bazı olumsuzluklar nedeniyle ameliyat her skolyozlu hastaya uygulanmamaktadır.